So I Said Goodbye to a town that has ears and eyes,
Gözleri ve kulakları olan şehre güle güle dedim.
I can hear your whispering, As ı walk by.
Fısıltını duyabilecek kadar yakınından yürüyorum.
Familiar faces smiling back at me,
Tanıdık yüzler arkamdan gülüyorlar,
And I knew this would make them chance.
Ve bunun bu şansı onlara vereceğini biliyordum.
The only thing that's going to bother me,
Canımı sıkacak olan tek şey,
İs that you'll call yourselves my friends;
Kendini benim arkadaşım olarak çağıracak olman.
Why can't you look me in the eyes one last time?
Neden son bir kere daha bana o gözlerle bakamıyorsun?
The writings on the wall,
Duvardaki yazılar,
You've read that I'll be gone,
Onları okuduğunda ben gitmiş olacağım,
But if you call my name;
Ama benim adımı haykırırsan;
Just know that I'll came running,
Bilmen gereken tek şey koşarak geleceğimdir.
For one more night to spare with you,
Bir geceyi daha beraber geçirmek için,
This is where I'm meant to be,
Burada anlatmaya çalıştığım şey,
Please don't leave me;
Beni lütfen terk etme.
I've read the stories a thousand times, and now I'll rewrite them all;
Hikayeleri binlerce kez okudum, ve şimdi Hepsini yeniden yazacağım;
You're meddling an anger, an anger you can't control;
Sen bir öfke yarattın, bir öfke ki kontrol edemezsin;
She means the world to me, so hold your serpent tongue;
O bana o kelimeyi söyledi, o zaman yılan diline hakim ol;
Is a whores lies worth dying for?
O...ların yalanları uğruna ölmeye değer mi?
Thrust me, I'm done;
İnan bana, ben bittim;
The only thing that's going to bother me,
Canımı sıkacak olan tek şey,
İs that you'll call yourselves my friends;
Kendini benim arkadaşım olarak çağıracak olman.
Why can't you look me in the eyes one last time?
Neden son bir kere daha bana o gözlerle bakamıyorsun?
The writings on the wall,
Duvardaki yazılar,
You've read that I'll be gone,
Onları okuduğunda ben gitmiş olacağım,
But if you call my name;
Ama benim adımı haykırırsan;
Just know that I'll came running,
Bilmen gereken tek şey koşarak geleceğimdir.
For one more night to spare with you,
Bir geceyi daha beraber geçirmek için,
This is where I'm meant to be,
Buradan anlatmaya çalıştığım şey,
Please don't leave me;
Beni lütfen terk etme.
I walked into your hause this morning,
Bu sabah evine girdim.
I brought the gun from our end table;
Silahı bizim ayrıldığımız masadan aldım;
Your blood was strewn across the walls,
Kanın duvarların diğer taraflarına yayılıyordu.
They'll find you on your bathroom floor,
Onlar seni banyonda yerde bulacaklar.(2x)
But should I,write it all off?
Ama mecbur muydum, tamamını yazmaya?(3x)
You should have killed me when you had the chance.
Hala fırsatın varken beni öldürmeliydin.(5x)
Çeviri : Metin TOPAL
Benim için çok değerli bir şarkıdır . Aradığımda çevirisini bulamamıştım .
Kendim yapmaya karar verdim . Umarım beğenirsiniz .
A Day To Remember - You Should Have Killed Me When You Had A Chance Şarkı Sözüne henüz yorum yapılmamış. A Day To Remember - You Should Have Killed Me When You Had A Chance şarkı sözüne ilk yorumu siz yaparak katkıda bulunabilirsiniz.;