I wake up.
I remember your colours.
A feeling of infinite,
Like slowly falling leaves on a winter's day...
They fly softly,
They dance, they rock me.
And as soon as I manage to follow one's flight,
Another one catches my attention.
Leaves that will never touch the ground - they travel,
Each time in a different way,
They are emotions of your memory that leave me breathless,
They are indelible, everlasting...
Uyanıyorum,
Renklerini hatırlıyorum
Sonsuz bir duygu,
Bir kış günü yavaşça düşen yapraklar gibi,
Hafifçe uçuyorlar,
Dans ediyorlar, beni sallıyorlar
Ve en kısa sürede birisinin uçuşunu izlemeyi yönetiyorum
Diğeri ilgimi yakalıyor
Asla yere değmeyecek olan yapraklar - seyahat ederler,
Farklı bir yolda her defasında,
Onlar beni nefessiz bırakan hatıranın duygularılar,
Onlar silinemezler, ebediler...
I let the leaves fall,
I don't hold - afterall, I can't...
My soul is five steps long...
When, after some little noises upstairs,
With a leap you were five steps from me, 5 steps,
Five,
And the distance covered was the lengh of my soul.
My soul ended there,
It knew where to go,
With no doubts, no hesitations,
One way,
The only way that could be travelled over.
Yaprakların düşmesine izin veriyorum,
Tutmuyorum - aslında, tutamıyorum
Ruhum beş adım uzunluğunda
Yukarıdaki bazı küçük gürültüden sonra
Benden beş adımlık sıçrayışla olduğu vakit,
Beş,
Ve mesafe ruhumun boyunu kapladı,
Ruhum orada son buldu,
Gideceği yeri biliyordu,
Hiçbir şüphe olmadan, tereddüdü olmadan,
Tek yok,
Üzerine seyahat edilebilecek tek yok.
When I held you,
Silence, breaths, symphony of deep whispers,
Light and piercing,
Some things don't have any life to render an account to,
Any loyal gesture, any obligation, any duty to fulfil.
They take you by the hand
And you know you're following yourself,
You know you can't be wrong...
Seni tuttuğum zaman
Sessizlik, nefesler, derin fısıltıların senfonisi,
Hafif ve keskin,
Bazı şeylerin hesap verecek herhangi bir hayatı yoktur,
Herhangi bir sadık hareket, minnet, yerine getirilecek görev
Seni elle alırlar
Ve biliyorsun kendini takip ediyorsun,
Biliyorsun sen hatalı olamazsın
I let the leaves fall,
I don't hold - after all, I can't...
My soul is five steps long...
I want to live five-steps long emotions
That break down on me like a wave,
As if I were a shore to go back to
And then move away from five steps, again and again...
You're like the sea...
Yaprakların düşmesine izin veriyorum,
Tutmuyorum - aslında, tutamıyorum
Ruhum beş adım uzunluğunda
5 adım uzunluğunda duyguları yaşamak istiyorum
Bir dalga gibi beni yıkan,
Geri dönülecek bir kıyıymışçasına,
Ve sonra beş adım uzaklaşan, yeniden ve yeniden
Bir deniz gibisin...
The five steps that part us, they measure the precise lengh of my soul...
It is as long as its distance from you...
It ends where you starts,
And there it finishes.
Bizi ayıran beş adım, ruhumun uzunluğunun kusursuzluğunu süzüyor...
O senin mesafen olduğu sürece,
Başladığın yerde biter,
Ve orada sona erer.
It completes itself.
O kendini tamamlıyor
Ashram - 5 Steps Şarkı Sözüne henüz yorum yapılmamış. Ashram - 5 Steps şarkı sözüne ilk yorumu siz yaparak katkıda bulunabilirsiniz.;