I walk the streets of Japan till I get lost
-Yürüyorum Japonya caddelerinde kaybolana kadar
Cause it doesn't remind me of anything
-Çünkü bu bana hiçbir şeyi hatırlatmıyor
With a graveyard tan carrying a cross
-Mezarlıkta bronzlaşmış halde haç taşırken
Cause it doesn't remind me of anything
-Çünkü bu bana hiçbir şey hatırlatmıyor
I like studying faces in a parking lot
-İncelemeyi seviyorum parktaki yüzleri
Cause it doesn't remind me of anything
-Çünkü bu bana hiçbir şey hatırlatmıyor
I like driving backwards in the fog
-Geriye doğru sürmeyi seviyorum arabayı siste
Cause it doesn't remind me of anything
-Çünkü bu bana hiçbir şey hatırlatmıyor
The things that I've loved the things that I've lost
-Sevdiklerim, kaybettiklerim
The things I've held sacred that I've dropped
-Kutsal saydıklarım, bıraktıklarım
I won't lie no more you can bet
-Daha fazla yalan söylemeyeceğim bahse girebilirsin
I don't want to learn what I'll need to forget
-Öğrenmek istemiyorum unutmak için neye ihtiyacım olacağını
I like gypsy moths and radio talk
-Sıkıcı hayat süren güveleri ve radyo söyleşilerini seviyorum
Cause it doesn't remind me of anything
-Çünkü bu bana hiçbir şey hatırlatmıyor
I like gospel music and canned applause
-İlahi müzikleri ve kayıttaki alkışları seviyorum
Cause it doesn't remind me of anything
-Çünkü bu bana hiçbir şey hatırlatmıyor
I like colorful clothing in the sun
-Güneşin altında rengarenk giyinilmesini seviyorum
Cause it doesn't remind me of anything
-Çünkü bu bana hiçbir şey hatırlatmıyor
I like hammering nails and speaking in tongues
-Çivi çakılmasını ve lisanların konuşulmasını seviyorum
Cause it doesn't remind me of anything
-Çünkü bu bana hiçbir şey hatırlatmıyor
The things that I've loved the things that I've lost
-Sevdiklerim, kaybettiklerim
The things I've held sacred that I've dropped
-Kutsal saydıklarım, bıraktıklarım
I won't lie no more you can bet
-Daha fazla yalan söylemeyeceğim bahse girebilirsin
I don't want to learn what I'll need
-Öğrenmek istemiyorum neye ihtiyaç duyacağımı
Bend and shape me
-Boyun eğdir ve yönlendir beni
I love the way you are
-Seviyorum senin
Slow and sweetly
-Yavaş ve tatlılığını
Like never before
-Daha önce hiç sevmemişim gibi
Calm and sleeping
-Sakinliğini ve uyumanı
We won't stir up the past
-Kurcalamayacağız geçmişi
So descretely
-Çok sağduyulu oluşunu
We won't look back
-Bakmayacağız geriye
The things that I've loved the things that I've lost
-Sevdiklerim, kaybettiklerim
The things I've held sacred that I've dropped
-Kutsal saydıklarım, bıraktıklarım
I won't lie no more you can bet
-Daha fazla yalan söylemeyeceğim bahse girebilirsin
I don't want to learn what I'll need
-Öğrenmek istemiyorum neye ihtiyaç duyacağımı
I like throwing my voice and breaking guitars
-Sesimi savurmayı ve gitarları kırmayı seviyorum
Cause it doesn't remind me of anything
-Çünkü bu bana hiçbir şey hatırlatmıyor
I like playing in the sand what's mine is ours
-Seviyorum kumda oynamayı, benim olan bizimdir
If it doesn't remind me of anything
-Eğer bu bana hiçbir şey hatırlatmıyorsa
Audioslave - Doesn't Remind Me Şarkı Sözüne henüz yorum yapılmamış. Audioslave - Doesn't Remind Me şarkı sözüne ilk yorumu siz yaparak katkıda bulunabilirsiniz.;