Oğuzam, Türk menem� Bayatlardan Türkmenem�
Damarlarındaki asil kan, aslına çektiğin ırk menem�
Yaprağın asılı dallar, gövdeni taşıyan kök menem�
Yolunu gözleyen yar, aşkınla çarpan ürek menem�
Can içre canan bilmişem gavim gardaş, nerdesen�
Yedi koldan, yirmidört boydan gelmişem Orta Asyadan�
Yayından fırlayan ok, huduttan hududa atılan mızrak,
deli taylar gibi dörtnala esmişem�
Az gitmişem, uz gitmişem, dere tepe düz gitmişem�
Kuş uçmaz kervan geçmez dağları göçebe adımlarla gezmişem�
Irağı yakın, yurdumu ırak eylemişem�
Tırnaklarımla oymuşam tortu kayaları,
kıraç toprakları gözyaşlarımla sulak etmişem�
Kızgın tohumlar serpmişem, emek vermişem, aşa getirmişem�
Türk illerine haber salmışam gavim gardaş nerdesen�
Selçuklu şah-ı sultanlarım adım atmış otağıma,
kapıda karşılamışam civan-ı mert erlerimi,
başım üstünde berhudar ağırlamışam�
Musul�da Zengiler, Kerkük�te Kıpçak,
Erbil�de Beg Teginliler adıyla Atabegleri kurmuşam,
Türk�ün adını âlemlere duyurmuşam�
Bayındır Kızanı torunlarımı kucaklamışam,
bahar coşkusu Akkoyunlar gibi meralara yayılmışam�
Sultan Cined oğlu Şah İsmailimle pişirmişem ham yanlarımı,
ocağımda tüten Safevi ateşiyle alev alev yanmışam�
Genç Osmanlıyla açmışam Bağdat�ın kapısını,
cahiliye devrini kapatmışam�
Dil, din ve ırk özgürlüğüyle donatmışam halkları,
mum gibi aydınlatmışam kör karanlık tarihi,
çevreme ilim, irfan, ışık saçmışam�
Derin hülyalara dalmışam gavim gardaş, nerdesen�
Ne zaman ki Türk birliğine diş bilemiş düşman,
çapraz fişek silahıma davranmışam�
Zırnık ödün vermemişem sevgimden,
korkmamışam heç, ölümleri kuşanmışam�
Yalın ayak koşmuşam Kafkas cephelerine,
Sarıkamış harekâtına katılmışam�
Buz kesmiş yüreğim Allah-u Ekber Dağlarında,
katmer katmer kefensiz donmuşam�
Çanakkale�de etten duvar olmuşam,
göğüs göğüse çarpışmışam Allah vekil,
bir adım geçirmemişem gâvuru öteye,
üst üste cansız yığılmışam�
Nasıl ki harb-i cihanlarla zayıflamışam,
güçten kudretten düşmüşem heyhat,
yeraltı kaya yağlarım sulandırmış ağızları,
hemhal manda manda paylaşılmışam�
Öyle ki et ve tırnak misali ayrılmışam,
süt kuzu yavru gibi Anadolu�dan koparılmışam�
Köpekler hırlamış peşimden, yılanlar tıslamış�
Sahipsiz kalmışam gavim gardaş nerdesen�
Lord planları tayin etmiş kaderimi,
Misak-i milli sınırlar dışına çıkarılmışam�
İtilmişem, kakılmışam, horlanmışam külliyen,
tekme tokat yerlere yatırılmışam�
Dağ ayılarının önüne atılmışam yaralı,
çöl develerinin hörgücüne tepe taklak asılmışam�
Türk menem demişem, Türkçe söylemişem,
Eskiyaka�da kurşunlara dizilmişem�
Emeğimin hakkını istemişem,
Gavurbağ�da linç edilmişem�
Adalet beklemişem, iplere gerilmişem�
Eşitlik yeğlemişem, zab suyu kana bulanmış,
Altunköprü�de ekin gibi biçilmişem�
El insaf vicdan dilemişem zindanlara sürülmüşem�
Diri diri gömülmüşem gavim gardaş nerdesen�
Kollarım kırılmış omuzlarımdan, işkencelerle yoğrulmuşam�
Gözlerim kan çanağı, fincan fincan oyulmuşam�
Ölmem yetmemiş kâfire, ip sarılmış cesedime, ibret-i âlem sokaklarda dolaştırılmışam�
Lime lime dağılmışam gavim gardaş, nerdesen�
Kimliğim değiştirilmiş,
El-Temim olmuş Türkmen Kerkük,
hafızalardan kazınmışam�
Baas baas bağırmışlar,
kin kusmuşlar yüzüm barabarı,
evimden yurdumdan göçe zorlanmışam�
Okumak yazmak yok�
Düşünmem, konuşmam, kızmam yasak�
Ağzım dilim bağlanmışam�
Başın kaldırıp bakmak, göz ucuyla süzmek ne cüret�
Oturmam, yürümem, gezmem yasak�
Elim ayağım dolanmışam�
Taş kesilmişem gavim gardaş nerdesen�
Di gah gel�
Di gel ölem di gel�
Adına gurban olam di gel�
Alnına kanım çalam di gel�
Bayrağım göğün mavi yeli, ay yıldızım sen�
Yurdum Türkmen eli, can özüm sen�
Soyum sopum Türkoğlu, yüzüm sürdüğüm izim sen�
Oy men ölmüşem gavim gardaş, nerdesen�
Bedirhan Gökçe - Kerkük Çığlığı Şarkı Sözüne henüz yorum yapılmamış. Bedirhan Gökçe - Kerkük Çığlığı şarkı sözüne ilk yorumu siz yaparak katkıda bulunabilirsiniz.;