Minâreden bir salâ yükselince kuşlukta;
Hazırlandı teneşir, camideki taşlıkta.
Neler söylendi neler, gıyâbında bir bilsen;
İkindiye kadar ki, bir kaç saat boşlukta…
****
Sağlığında can ciğer bildiğin o dostların;
Toplandılar önünde, evdeki minik barın.
İçiyordu hepsi de, belli ki üzüntüden,
Hepsinden de üzgündü, otuz beş yıllık karın..
****
İlk dubleler bitince, dağıldı kasvet biraz,
Menüye dahil oldu, yeşil erik ve kiraz.
Biri kadeh kaldırdı, şerefine ruhunun;
Hiç kimseden gelmedi, bu teklife itiraz…
****
Kadehler, birbirini izledikçe peşpeşe;
Çehreleri kapladı, sanki bir gizli neş'e.
Ne kadar da severmiş, seni meğer dostların;
Bir saatte boşaldı, inan ki üç beş şişe…
****
Gerçi sen öldün amma, anıların diriydi,
Çapkınlığın, en renkli konulardan biriydi.
Bir puan daha aldın, cinsiyetin yüzünden;
Çünkü; bu türlü işler, erkeğin el kiriydi…
****
Bu sohbet potasında, kaynadıkça taştılar,
Hepsi de, temiz kalpli, hepsi de çağdaştılar.
Seni gömdükten sonra, hani o çok sevdiğin;
Balık lokantasında, yemekte anlaştılar…
****
Derken.. İkindi vakti, duyuldu ezan sesi;
Hiç kimsenin câmiye, gelmiyordu giresi.
Cenâzeyi bekledi, bir kaçı kılmak için;
Ne rükû vardı çünkü, ne de onun secdesi…
****
Biraz sonra mezarlık, alkışlarla inledi,
Alkışlar.. isyan dolu, kalpleri perçinledi.
Bu görkemli törenin, bu çağdaş korosunu;
Münker Nekir isimli, melekler de dinledi…
****
Dostların, ağlamaklı pozlar verdi basına,
Birkaç kürek toprakla, katıldılar yasına,
Lâkin Kur'ân başlarken, duyunca Besmeleyi;
Mezarlığı terketti, hepsi koşarcasına…
****
Bir rahatlık hissetti, eve dönüşte karın;
Haftalık programda, konken günüydü yarın.
Yaşamıştı dünyanın, nice zevkini ama,
Bir başka tadı vardı, bir başka şu kumarın…
****
Yaşına rağmen hâlâ, dikkat çeken bir tipti,
Hâlâ, yürek hoplatan, bir vücuda sahipti.
Ve bundan böyle artık, bütün güzel dullara;
Sosyete pazarında, korkulu bir rakipti…
****
Hayat yeni başlıyor, diye düşündü birden;
Ne senden eser kaldı, ne yattığın kabirden.
Vız gelirdi, şu ahlâk masalları toplumun;
Kurtulmuştu nihayet, baskılardan cebirden…
****
İlk önce silmeliydi, hâfızadan cismini;
İndirdi duvardaki, yağlıboya resmini.
Arkasından çıkardı, mektupluk ve zildeki,
Sarı pirinç üstüne, yazdırdığın ismini…
****
Ertesi gün dostların, akıl verdi eşine;
Çoluk çocuk düştüler, mîrasının peşine,
Ne kadar sevinirdin, öldüğüne kimbilir;
Görseydin yaptığını, kardeşin kardeşine…
****
Üç gün sonra kutlandı, baldızının yaş günü,
Haftasına kalmadı, küçük kızın düğünü.
Yâni sözün kısası; sen gittiğinle kaldın,
Hiç kimse fark etmedi, inan ki öldüğünü…
****
Bu mektuptan pek hoşnut kalmadın biliyorum,
Daha neler yazmıştım…Vazgeçtim, siliyorum.
Bu dünyada hesabın, iyi kötü bağlandı ;
Sana öte dünyada , kolaylık diliyorum
Cengiz Numanoğlu - Ölüye Mektup Şarkı Sözüne henüz yorum yapılmamış. Cengiz Numanoğlu - Ölüye Mektup şarkı sözüne ilk yorumu siz yaparak katkıda bulunabilirsiniz.;