"The Moon, she hangs like a cruel portrait
ey Ay, o korkunç bir portre gibi asılı duruyor..
soft winds whisper the bidding of trees
Ağaçları etkisi altına alan hafif esintilerin ıslığı..
this tragedy starts with a shattered glass heart
bu trajedi paramparça olmuş camdan bi kalple başlar..
and the Midnightmare trampling of dreams
ve ezip geçilmiş düşlerdeki gece yarısı kabusu…
But oh, no tears please
Ah hayır ama gözyaşı yok lütfen..
Fear and pain may accompany Death
Korku ve acı Ölüme eşlik edebilir..
But it is desire that shepherds it's certainty
Fakat bu yol göstericilerin arzusu..bunda şüphe yok..
as We shall see..."
farkına varana kadar..
She was divinity's creature
O yaratıcının bir kuluydu..
That kissed in cold mirrors
Soğuk aynalarda öpülmüş olan..
A Queen of Snow
Bir Kar kraliçesi…
Far beyond compare
Üstün ötesi…
Lips attuned to symmetry
Uyum içindeki simetrik dudakları..
Sought Her everywhere
O heryerde aranandı..
Dark liqoured eyes
Karanlık büyüleyici gözler..
An Arabian nightmare...
Bir arabi kabusu gbi..
She shone on watercolours
Su renklerinin içinde parıldardı..
Of my pondlife as pearl
sudan hayatımdaki bir inci gibi..
Until those who couldn't have Her
ta ki ona sahip olamamış olanlar..
Cut Her free of this World
onun dünyayla bağlantısını kesene kadar..
That fateful Eve when...
o önemli kadın,
The trees stank of sunset and camphor
Ağaçlar ,ölümün pis kokusu ve kafur..
Their lanterns chased phantoms and threw
Onların fenerleri hayaletleri kovaladı ve kaçırdı..
An inquisitive glance, like the shadows they cast
Bir meraklı bakış,onların kaybettikleri gölgeler gibi
On my love picking rue by the light of the moon
Ay ışıgından aşkımın üzerine çöken ızdırap.
Putting reason to flight
soyutlanmak için bir neden belirlemek
Or to death as their way
yada onların yolunda ölmek..
They crept through woods mesmerized
hipnoz edilmiş ağacların arasından süründüler..
By the taffeta Ley
sindikleri yerden çıkıp..
Of Her hips that held sway
yani onun kalçasından ayrılıp..
Over all they surveyed
heryeri iyice gözlemlediler...
Save a mist on the rise
gün doğumunun üzerindeki sisi koru..
(A deadly blessing to hide)
(gizleyen o ölümcül kutsayış..)
Her ghost in the fog
onun hayaleti siste saklı…
They raped and left...
onlar tecavüz etti ve ayrıldı..
(Five men of God)
(beş tanrı adamıi)
...Her ghost in the fog
onun hayaleti siste saklı..
Dawn discovered Her there
gün aydınlıgıyla onu buldular....
Beneath the Cedar's stare
bir sedir ağacının dik bakışı altında..
Silk dress torn, Her raven hair
yırtılmış ipek elbisesi,kuzguni siyah saçları…
Flown to gown Her beauty bared
güzelliğini ortaya çıkaran uçuşmuş elbisesi ..
Was starred with frost, I knew Her lost
soguktan da parıldamış,onu kaybettiğimin bilinciydeydim..
I wept 'til tears crept back to prayer
ağladım gözyaşları bir yakarışa dönüşene kadar..
She'd sworn Me vows in fragrant blood
bu güzel kokulu kan içinde olan o ki bana yeminler edebilirdi.
"Never to part
asla ayrılamazdık..
Lest jealous Heaven stole our hearts"
kıskanc yaratıcı bizim kalplerimizi çaldı..
Then this I screamed:
bunun ardından çığlık attım
come back to Me for
Bana geri dönmen için ..
I was born in love with thee
Sana olan aşk için dünyaya gelmiştim..
So why should fate stand inbetween?"
öyleyse neden kader aramıza girmek zorunda..
And as I drowned Her gentle curves
Ve Onun narin kıvrımlarında boğulurdum..
With dreams unsaid and final words
Dile getirilmemiş düşlerle ve son kelimelerle..
I espied a gleam trodden to earth
Dünyaya doğru yürürken gözüme bir parıltı ilişti..
The Church bell tower key...
kule anahtarındaki kilise çanı..
The village mourned her by the by
Vakti geldiğinde köy halkı onun yasını tuttu..
For She'd been a witch
O büyüleyici bir kadın oldugundan beri..
their Men had longed to try
Onların adamları da onu denemek için can atardı..
And I broke under Christ seeking guilty signs
İsanın kınadıgı gunahkar sarkıların altına saklanıyordum
My tortured soul on ice
Buzdaki benim ızdırap dolu ruhumdu..
A Queen of snow
Bir kar kraliçesi..
Far beyond compare
Üstün ötesi..
Lips attuned to symmetry
Uyum içindeki simetrik dudakları..
Sought Her everywhere
O her yerde aranandı..
Trappistine eyes
Karanlık büyüleyici gözler..
An Arabian nightmare...
Bir arabi kabusu gibi..
She was Ersulie possessed
O Ersulie'nin özelliklerine vakıftı..
Of a milky white skin
Süt gibi beyaz teniyle..
My porcelain Yin
Benim porselen tamamlayıcı parçam...
A graceful Angel of Sin
Narin bir günahkar melek..
The breeze stank of sunset and camphor
Gün batımının ve kafurun kokuşmuş esintisi..
My lantern chased Her phantom and blew
Benim fenerim onun hayaletini kovaladı ve kaçırdı..
Their Chapel ablaze and all locked in to a pain
Onların mabetleri alev alev ve acı içinde heryeri kilitli…
Best reserved for judgement that their bible construed...
şu kitaplarında geçen hüküm vermesi için sıkı korunmuş olan o yer..
Putting reason to flight
soyutlanmak için bir neden belirlemek
Or to flame unashamed
yada utanmaksızın alev alev yanmak..
I swept from cries
ben aglayıslardan süpürüldüm..
Mesmerized
hipnoz edilmişler…
By the taffeta Ley
sindikleri yerden çıkıp..
Or Her hips that held sway
veyahut onun kalcalarından ayrılıp…
Over all those at bay
bütün şu koyun üzerindeki..
Save a mist on the rise
gün dogumuna sinmiş siste saklanır..
A final blessing to hide
gizlemek için son bir kutsayış..
Her ghost in the fog
onun hayaleti siste saklı….
And I embraced
Ve orda bagrıma bastım..
Where lover's rot...
Sevgilinin cesedini…
Her ghost in the fog
onun hayaleti siste saklı..
Her ghost in the fog
onun hayaleti siste saklı..
Cradle Of Filth - Her Ghost In The Fog Şarkı Sözüne henüz yorum yapılmamış. Cradle Of Filth - Her Ghost In The Fog şarkı sözüne ilk yorumu siz yaparak katkıda bulunabilirsiniz.;