I kept your picture in my shoebox
-Fotoğrafını ayakkabı kutuma koydum.
Right now is all we need
-Şuan tam da ihtiyacımız olan...
'Cuz this feels pretty good
-Çünkü bu duygular çok güzel hissettiriyor
And I would stop the world
-Ve dünyayı durdurabilirim
Just to give us more time
-Sadece ikimize daha fazla zaman ayırmak için.
I kept your photograph and sometimes I take a look
-Fotoğrafını aldım ve bazen ona bakıyorum
Do you think I should
-Ne yapmalıyım sence?
Are you gonna leave
-Gidecek misin?
(Is she a better girl)
-(Daha iyi bir kız mı o?)
And does she know about me
-Ve benim hakkımda birşey biliyor mu?
Hey you, I think you're going in the wrong direction
-Hey sen, sanırım yanlış yöne gidiyorsun.
Hey you, I could be everything you want
-Hey sen, istediğin herşey olabilirim.
And it's true, You must have been something special to me
-Ve bu doğru, bana göre özel birşey olman gerekliydi.
'Cuz after all this time
-Çünkü şu sıralar
I kept your picture in my shoebox
-Fotoğrafını ayakkabı kutuma koydum.
Tonight was you and me
-Bu gece sen ve ben yalnızdık
And it felt pretty good
-Ve bu çok güzel bir duyguydu
Just like we stopped the world
-Dünyayı durdurmuşuz gibi
For a minute in time
-Sadece bir dakikalığına...
And then you made me laugh
-Sonra sen beni güldürdün
About all the things we did
-Yaptığımız herşeyle ilgili olarak.
Do you think we should
-Sence ne yapmalıyız?
Did you have to leave
-Gitmek zorunda mıydın?
(And the other girl)
-(Ve diğer kız)
Does she know about me
-O beni biliyor mu?
Hey you, I think you're going in the wrong direction
-Hey sen, sanırım yanlış yöne gidiyorsun.
Hey you, I could be everything you want
-Hey sen, istediğin herşey olabilirim.
And it's true, You must have been something special to me
-Ve bu doğru, bana göre özel birşey olman gerekliydi.
'Cuz after all this time
-Çünkü şu sıralar
I kept your picture in my shoebox
-Fotoğrafını ayakkabı kutuma koydum.
I hear you talk but your mouth is closed
-Konuştuğunu duyuyorum ama ağzın kapalı.
You say the words and let me know
-Kelimeleri söylüyorsun, bilmeme izin veriyorsun
I can't speak I'm petrified
-Konuşamıyorum, donup kalıyorum
Wanna tell you what I feel inside
-Nasıl hissettiğimi sana söylemek istiyorum.
I kept your picture in my shoebox
-Fotoğrafını ayakkabı kutuma koydum.
Hey you, I think you're going in the wrong direction
-Hey sen, sanırım yanlış yöne gidiyorsun.
Hey you, I could be everything you want
-Hey sen, istediğin herşey olabilirim.
And it's true, You must have been something special to me
-Ve bu doğru, bana göre özel birşey olman gerekliydi.
'Cuz after all this time
-Çünkü şu sıralar
I kept your picture in my shoebox
-Fotoğrafını ayakkabı kutuma koydum.
I kept your picture in my shoebox
-Fotoğrafını ayakkabı kutuma koydum.
Emily Osment - Shoebox Şarkı Sözüne henüz yorum yapılmamış. Emily Osment - Shoebox şarkı sözüne ilk yorumu siz yaparak katkıda bulunabilirsiniz.;