Approche-toi petit, écoute-moi gamin,
Yaklaş bakalım ufaklık,dinle yumurcak
Je vais te raconter l'histoire de l'être humain
Sana insanlığın tarihini anlatacağım
Au début y avait rien au début c'était bien
Başlangıçta hiçbir şey yoktu,durum iyiydi
La nature avançait y avait pas de chemin
Tabiat kendi yolunda ilerliyordu, yol yoktu
Puis l'homme a débarqué avec ses gros souliers
Sonra insanoğlu ortaya çıktı kocaman ayakkabılarıyla
Des coups d'pieds dans la gueule pour se faire respecter
Saygı görmek için yüze tekmeler attı
Des routes à sens unique il s'est mis à tracer
Tek yönlü yollar çizmeye başladı
Les flèches dans la plaine se sont multipliées
Ovadaki ok işaretleri çoğaldı
Et tous les éléments se sont vus maîtrisés
Ve bütün unsurların zapt edildiği görüldü
En 2 temps 3 mouvements l'histoire était pliée
Göz açıp kapayıncaya kadar tarih şekillendi
C'est pas demain la veille qu'on fera marche arrière
Geriye gideceğimiz günün arefesi yarın değil (yarından daha yakın)
On a même commencé à polluer le désert
Çölü bile kirletmeye başladık
Il faut que tu respires, et ça c'est rien de le dire
Nefes alman gerekiyor ve bunu söylemek hiçbir şey
Tu vas pas mourir de rire, et c'est pas rien de le dire
Gülmekten ölmeyeceksin, ve bunu söylemek bir şey değil
D'ici quelques années on aura bouffé la feuille
Günümüzden birkaç yıl sonra yaprakları yiyor olacağız
Et tes petits-enfants ils n'auront plus qu'un oeil
Ve torunlarının artık bir gözü olmayacak
En plein milieu du front ils te demanderont
Sana soracaklar : yüzünün tam ortasında
Pourquoi toi t'en as 2 tu passeras pour un con
Neden senin iki gözün var, aptal gibi görünüyorsun
Ils te diront comment t'as pu laisser faire ça
Sana diyecekler ki 'bunun olmasına nasıl izin verebildin?
T'auras beau te défendre leur expliquer tout bas
Alçak sesle onlara açıklayarak boş yere kendini savunacaksın
C'est pas ma faute à moi, c'est la faute aux anciens
Bu benim suçum değil, eski insanların suçu
Mais y aura plus personne pour te laver les mains
Ama artık ellerini yıkayacak kimse olmayacak
Tu leur raconteras l'époque où tu pouvais
Çayırlara uzanıp otlarda meyve yiyebildiğin
Manger des fruits dans l'herbe allongé dans les prés
Zamanları anlatacaksın onlara
Y avait des animaux partout dans la forêt,
Ormanın her yerinde hayvanlar vardı
Au début du printemps, les oiseaux revenaient
ilkbaharın başında kuşlar geri dönerlerdi
Il faut que tu respires, et ça c'est rien de le dire
Nefes alman gerekiyor ve bunu söylemek hiçbir şey
Tu vas pas mourir de rire, et c'est pas rien de le dire
Gülmekten ölmeyeceksin, ve bunu söylemek bir şey değil
Il faut que tu respires, c'est demain que tout empire
Nefes alman gerekiyor, yarın her şey kötüleşecek
Tu vas pas mourir de rire, et c'est pas rien de le dire
Gülmekten ölmeyeceksin, ve bunu söylemek bir şey değil
Le pire dans cette histoire c'est qu'on est des esclaves
Bu hikayedeki en kötü şey bizim tutsak olmamız
Quelque part assassin, ici bien incapable
Bir noktada katil olmamız …burada
De regarder les arbres sans se sentir coupable
Kendimizi suçlu hissetmeden ağaçlara bakamayız
A moitié défroqués, 100 pour cent misérables
Yarı yarıya dinden çıkmışız, yüde yüz acınacak haldeyiz
Alors voilà petit, l'histoire de l'être humain
O halde işte ufaklık, insanlığın hikayesi
C'est pas joli joli, et j'connais pas la fin
Güzel, güzel değil ve sonunu bilmiyorum
T'es pas né dans un chou mais plutôt dans un trou
Bir lahanada doğmadın ama daha ziyade her gün
Qu'on remplit tous les jours comme une fosse à purin
Foseptik çukuru gibi doldurduğumuz bir delikte doğdun
Çeviren : Ahmet Kadı
Mickey 3d - Respire Şarkı Sözüne henüz yorum yapılmamış. Mickey 3d - Respire şarkı sözüne ilk yorumu siz yaparak katkıda bulunabilirsiniz.;