Have you seen the old man
--Yaşlı adamı gördün mü
In the closed-down market
--Kapatılmış marketteki
taking out the papers,
--Kağıtları götüren,
with his worn out shoes?
--Bitmiş ayakkabılarıyla?
In his eyes you see no pride
--Gözlerinde gurur görmezsiniz
hands held loosely by his side
--Onun tarafından eller kaybedelimişçe tutuldu
Yesterday's paper telling yesterday's news
--Dünün kağıtları dünün haberini söyler
So how can you tell me that you're lonely,
--Yalnız olduğunu nasıl bana söylersin,
say for you that the sun don't shine and
--Senin için güneşin parlamadığını söyle ve
Let me take you by the hand lead you through the
streets of London
--Elinden tutmama Londra'nin sokaklarını gezdirmeme izin ver
I'll show you something to make you change your mind
--Sana fikrini değiştircek bir şey göstereceğim
Have you seen the old girl
--Yaşlı kızı gördün mü
Who walks the streets of London
--Londra'nın sokaklarında yürüyen
Dirt in her hair and her clothes in rag
--Saçları kir içinde ve kıyafetleri paçavra gibi
She's no time for talking
--Konuşmak için zamanı yok
she just keeps right on walking
--O sadece yürümeye devam eder
Carrying her home in two carrier bags.
--Evini iki taşıma çantasında taşıyor.
So how can you tell me that you're lonely,
--Yalnız olduğunu nasıl bana söylersin,
say for you that the sun don't shine and
--Senin için güneşin parlamadığını söyle ve
Let me take you by the hand lead you through the
streets of London
--Elinden tutmama Londra'nin sokaklarını gezdirmeme izin ver
I'll show you something to make you change your mind
--Sana fikrini değiştircek bir şey göstereceğim
In the all night cafe
--Bütün gece kafede
At a quarter past eleven,
--On biri çeyrek geçede
Same old man sitting there on his own
--Aynı yaşlı adam tek başına oturuyor
Looking at the world
--Dünyaya bakıyor
Over the rim of his tea-cup,
--Çay bardağının kenarından,
and each tea last an hour,
--Ve her bir çay bir saatin sonu,
And he wanders home alone
--Ve eve tek başına dönüyor
So how can you tell me that you're lonely,
--Yalnız olduğunu nasıl bana söylersin,
say for you that the sun don't shine and
--Senin için güneşin parlamadığını söyle ve
Let me take you by the hand lead you through the
streets of London
--Elinden tutmama Londra'nin sokaklarını gezdirmeme izin ver
I'll show you something to make you change your mind
--Sana fikrini değiştircek bir şey göstereceğim
And have you seen the old man
--Ve yaşlı bir adam gördün mü
Outside the Seaman's Mission
--Denizadamı'nın Görevi'nin dışında
Memory fading with the meadow ribbon that he wears
--Onun giydiği çimenlik kurdelayla olan anılar soluyor
And in our winter city
--Ve bizim kış kentimizde
The rain cried a little pity
--Yağmur biraz acıyarak ağlıyor
A one more forgotten hero
--Bir tane daha unutulmuş bir kahraman
And the world that doesn't care
--Ve umursanmayan bir dünya
So how can you tell me that you're lonely,
--Yalnız olduğunu nasıl bana söylersin,
say for you that the sun don't shine and
--Senin için güneşin parlamadığını söyle ve
Let me take you by the hand lead you through the
streets of London
--Elinden tutmama Londra'nin sokaklarını gezdirmeme izin ver
I'll show you something to make you change your mind
--Sana fikrini değiştircek bir şey göstereceğim
Ralph Mctell - Streets Of London Şarkı Sözüne henüz yorum yapılmamış. Ralph Mctell - Streets Of London şarkı sözüne ilk yorumu siz yaparak katkıda bulunabilirsiniz.;