A lonely shape at my door, as death walked in
Turned his grey face toward me
No eyes, but his stare pierced my soul
No words, but I knew his reasons well
Nothing here for me, just a burden to others
I followed his slow steps, quiet sighs straight into the night
Bir yalnız maske kapımda, ölüm içeri girerken
Gri yüzünü bana doğru çevirdi
Gözleri yok, ama bakışları ruhumu deldi
Tek kelam yok, ama nedenlerini iyi biliyordum
Burada benim için bir şey yok başkalarına yük olmaktan başka
Onun(ölümün) yavaş adımlarını takip ettim, sessizce geceleri iç çekerek
Through these streets of flashing lights
Shapes with eyes like shadows and stares so hollow
Nowhere to go, but lower from here
Deeper, down into the fear and hopelessness
Hell everywhere around me
So why would I have anything to lose if I follow?
Through this city of long shadows we walked
This world of empty souls
Yanıp sönen ışıkların bu sokaklarında
Gölgeler gibi gözleri olan şekiller ve boş bakışlar
Buradan daha aşağı gidecek bir yer yok
Daha derin, korku ve umutsuzluğa
Her yerimde cehennem
Öyleyse izlersem neden kaybedecek bir şeyim olsun ki?
Bu uzun gölgeler şehri boyunca bu boş ruhlar dünyasında yürüdük
Kingdom of fear and hearts so lost, abandoned by the light
Cells of empty shells, filling their insides
With promises of something, anything...
Korku ve kalplerin krallığı öylesine kaybolmuş, ışık tarafından terk edilmiş
Boş kabuk hücreleri, içini bir şey vaadiyle dolduruyor, hiçbir şey ...
These grey towers around me climbing toward the night sky
Reaching for the clouds like birds so black high above
With their all seeing eyes, the halo on their stares
And these concrete walls
With dim lights that are covered with curtains
And within are lost stairs
Just leading down to the depths of hell
Etrafımdaki bu gri kuleler gece gökyüzüne doğru tırmanıyor
Uzanıyor bulutlara yükseklerdeki siyah kuşlar gibi
Tüm gören gözleri ile, onların bakışlarındaki ayla
Ve perdelerle kaplı loş ışıklı
Bu beton duvarlar
Ve içinde kayıp merdivenler
Sadece cehennemin derinliklerine indriyor
This carnival of everything
Yet we have nothing, but this horror of our existence
Couldn't find more reasons to pray for a better tomorrow,
All I achieved was just more distance
From my dreams, my hopes and from the light of the morning
That I separated my self from so long ago
Her şeyin bu şenliği
Varlığımızın bu dehşetinden başka bir şeyimiz yok
Daha iyi bir yarın için dua etmek için fazla sebep bulamadım,
Rüyalarımdan, umutlarımdan ve kendimi çok uzun zaman önce ayırdığım sabahın ışığından
Tüm elde ettiğim daha fazla uzaklıktı
So I followed his slow and quiet sighs
To the place I loved most as a child
Where I chased my dreams
And waved to the passing trains, the miracles of life
Bu yüzden (ölümün) yavaş ve sessiz iç çekimlerini
Çocukken en çok sevdiğim yere kadar takip ettim.
Hayallerimi kovaladığım yer
Ve geçen trenlere el salladığım, hayatın mucizeleri
And here, back on those same tracks
I stand again, being so much less
Now alone holding nothing within
But this empire of loneliness
Ve burada, aynı raylara döndüğümde
Tekrar ayağa kalkıyorum, çok daha az olmak için
Şimdi yalnız başına
Bu yalnızlık imparatorluğu dışında içimde hiçbir şey tutmuyorum
The low rumbling sound of a train
In the distance, it's blinding eye in the dark
Ready to swallow you whole
Left in pieces like my wounded soul
Trenin düşük gümbürtü sesi
Uzakta, karanlıkta göz kamaştırıcı
Seni yaralı ruhum gibi parçalara ayırıp yutmaya hazır
Then from the dark, a small glimmering light did appear
With the trembling wing of a butterfly
It shone a light into my night
A halo of a childish hope, reaching
From somewhere, long since gone
Karanlığın ardından küçük bir ışığın parıltısı
Bir kelebeğin titrek kanadından belirdi
Geceme bir ışık oldu
Gittiği zamandan beri bir yerlerden gelen,
Çocuksu bir umut hali
I held my breath and it landed
On my arm and asked
Nefesimi tuttum ve koluma kondu ve sordum
Is there still anything worth reaching for?
Hala ulaşmaya değer bir şey var mı?
...and my heart said no
...ve kalbim hayır dedi
Any light or goodness in you worth holding on to?
Tutmaya değer bir ışık veya iyilik yok mu?
...and my heart said no
...ve kalbim hayır dedi
I closed my eyes, got on my weak knees
And breathed in the dark glow
As her wings turned to ashes, from ashes to a black moth
I heard the sirens and screaming of the iron
... and my heart still said no
Gözlerimi kapattım, zayıf dizlerimin üzerine çöktüm
Ve karanlık parıltıda nefes aldım
Kanatları küllere döndüğünde, küllerden de kara gece kelebeğine
Sirenleri ve demirin çığlıklarını duydum
...ve hala kalbim hayır dedi
So I followed his slow steps and quiet sighs
To the place I loved most as a child
And there, back on those same tracks I stood again
Now alone holding nothing within
But this empire of loneliness
Bu yüzden (ölümün) yavaş ve sessiz iç çekimlerini
Çocukken en çok sevdiğim yere kadar takip ettim.
Ve orada, yine aynı durduğum rayların üzerinde
Şimdi yalnız başına
Bu yalnızlık imparatorluğu dışında içimde hiçbir şey tutmuyorum
Çeviri: Teymiye Oyanık
Swallow The Sun - Empires Of Loneliness Şarkı Sözüne henüz yorum yapılmamış. Swallow The Sun - Empires Of Loneliness şarkı sözüne ilk yorumu siz yaparak katkıda bulunabilirsiniz.;