Haberler geliyor İstanbul'a,her yanda bir heyecan var,bir anne evladını uğurluyor,bir çocuk babasını.Bir bir boşalıyor sınıflar.Ziller boş koridorlara çalıyor.Cıvıltıları kesiliyor mekteplerin.Düşman bir yara açmış bağrında memleketin.İstanbul'da bir sabah vakti yola çıkıyor Ahmet Rıfkı.Çantasında notları,tebeşir kokan umutları.Yürüyor giriyor sınıfa.Çocuklar sınıfta ama tek hareket yok.Herkesin yüzü mahzun.Herkeste bir durgunluk.Selam veriyor Ahmet Rıfkı alan yok.Ayağa bile kalkmıyor çocuklar.Şaşırıyor Ahmet Rıfkı.Olmazdı bu çocukların saygıda kusuru.Diziliyor zihnine bir sürü soru ve soruyor merakla.Nedir bu hal evlatlarım,lütfen bir cevap veriniz bu suskunluğa bu durgunluğa bir sebep gösteriniz.Muallim bey diyor bir ses,mektebimizden mahallemizden Çanakkale'ye gönüllü gitti herkes.Oysa hala buradasınız siz.Yaşımız tutsa biz de gitmek isteriz.Yutkunuyor Ahmet Rıfkı.Evlatlarım sizlerin ihtiyacı olan talim ve terbiyedir,ben bunu sizlere veremiyor muyum diye sorunca titreyen bir sesle Ahmet Rıfkı ayağa kalkıyor bir çocuk=Muallim bey memleket elden giderse sizin verdiğiniz talim ve terbiyenin ne ehemmiyeti kalır söyler misiniz.Susuyor Ahmet Rıfkı.Bir volkan kıpırdıyor içinde.NBu çocuklar bu aslan parçaları bu vatan sevgisinin gül goncaları bu cennet şehir aklından geçiyor bir bir.Gitmek düşüyorsa bana giderim diyor Ahmet Rıfkı.Bir dilekçe yazıyor okuluna ve vedalaşıyor okuluyla evlatlarıyla.Sonra annesi Ayşe Hanıma gidip durumu anlatıyor helallik alıp öpüyor ellerini.Sonra mahallenin bakkalı Selahattin amcaya uğruyor.Selahattin amca ben gidiyorum benim yokluğumda annemi iaşesiz bırakma.Ne ihtiyacı olursa ver.Ben dönünce borcumu öderim diyor ve gidiyor ardında annesini evlatlarını okulunu bırakıp ardına bakmayı ar sayıp gidiyor,kendinden öncekiler kendinden sonrakiler gibi gidiyor mazinin ve istikbalin kalbine gitmenin büyüklüğünü düşünüyor.Kara kıtalar uzak Asyalar soğuk ülkeler nice Ahmet Rıfkı'lar görüyor sonra.Çanakkale nasıl bağrına basıyorsa onu oralar da öyle sahip çıkıyor Ahmet'lere Rıfkı'lara o yiğitlere ve gidiyor Ahmet Rıfkı gidiyor.
Bir yiğit gurbete gitse gör başına neler gelir garip sılayı andıkça yaş gözüne dolar gelir
Aradan zaman geçiyor,içinden acılar hasretler özlemler geçen zaman geçiyor.Akrep dursam diyor yelkovan son bulsam kara haberler gelmese bizden sebep.Ama geçiyor işte zaman,dur diyene aldırmadan.Önce mektupları kesiliyor Ahmet Rıfkı'nın,sonra da haberi geliyor annesine.Ayşe Hanım gururla asıyor kalbinin üstüne şehit annesi diye ve açıyor ellerini.Ey Rabbim bu ne güzel bir hediye.Sonra acısını bağrına basıp mahallenin bakkalı Selahattin amcaya gidiyor,istiyor ki evladı borçlu olarak yatmasın.Selahattin Bey,Allah sizden razı olsun,yedi aydır veresiye alıyoruz bizi zor durumda bırakmadınız.İşte bunlar evladımdan kalan eşyalar ve para.Lütfen çıkarın defterinizi yapın hesabınızı alın hakkınızı.Evladım borçlu olarak yatmasın.Hayran hayran bakıyor Selahattin amca. Allahım bu nasıl bir metanettir bu nasıl bir huzur.İşte Ayşe Hanım Ahmet Rıfkı'nın hesabı budur dükkanda kim varsa deftere bakıyor bulanıyor sayfalar,harfler saygı duruşuna geçiyor,Selahattin Amca veresiye defterini değil tarihin kalbine not düşüyor.Bu hesap Çanakkale'de Ahmet Rıfkı'nın kanıyla ödenmiştir.
Bağrıma basarım taşlar akıttım gözümden yaşlar yavrusun yitiren kuşlar yuvasına döner gelir.
Ahmet Bozkuş - Veresiye Defteri Şarkı Sözüne henüz yorum yapılmamış. Ahmet Bozkuş - Veresiye Defteri şarkı sözüne ilk yorumu siz yaparak katkıda bulunabilirsiniz.;